Sporda Bugün

Galatasaray'ın Elfsborg galibiyetinin ardından kim ne dedi?

UEFA Avrupa Ligi'nin 3. haftasında Galatasaray, İsveç ekibi Elfsborg ile karşılaştı. Sarı-kırmızılılar, tam bir gol düellosuna dönüşen karşılaşmayı 4-3'lük skorla kazandı ve puanını 7'ye yükseltti. Köşe yazarlarımız Uğur Meleke ve Güntekin Onay karşılaşmayı köşelerinde değerlendirdi.

UEFA Avrupa Ligi'nin 3. haftasında Galatasaray ile Elfsborg karşı karşıya geldi.

RAMS Park'ta oynanan karşılaşma, ilk yarıyı 3-0 önde kapatan Galatasaray'ın 4-3'lük galibiyetiyle sona erdi.

Galatasaray'ın golleri Mauro Icardi, Pettersson (kendi kalesine), Barış Alper Yılmaz ve Yunus Akgün'den geldi.

Bu sonuçla Galatasaray Avrupa Ligi'ndeki ikinci galibiyetini alarak puanını 7'ye yükseltirken, Elfsborg 3 puanda kaldı.

Köşe yazarlarımız Uğur Meleke ve Güntekin Onay maçı analiz etti.

Uğur Meleke: "3-5-2 dizilişi gereksiz bir riskti"

Icardi, Osimhen ve Batshuayi gibi forvetlere sahip bir koçun onları birlikte kullanmak için dizilişler denemek istemesini anlıyorum. Bu çok doğal bir şey. Ancak benim anlamadığım şey şu: Neden sezonun ilk 4-4-2 denemesini en kritik maçta, Young Boys rövanşında yaparsınız? Ve yine neden ilk 3-5-2'yi Avrupa Ligi'nde denersiniz? Bu denemeler Adana, Hatay, Gaziantep ya da Antalya gibi Süper Lig maçlarında pekâlâ yapılabilir. Ancak bu denemeleri ilk kez Young Boys ve Elfsborg karşısında denemek bence riskliydi.

İlk yarıda hücumda canlı ve kaliteli bir Galatasaray izledik

Galatasaray dün Elfsborg karşısında bu sezon ilk kez 3-5-2 dizilişiyle sahaya çıktı. Elbette 3 sezondur 4-2-3-1 oynayan ve pozisyon rutini oturmuş bir takım için farklı bir meydan okumaydı. İlk yarıda sahada muhteşem bir Icardi vardı. Kafa toplarıyla kaleciyi 3 kez tehdit etti, bir gol attı ve derine inerek Osimhen'e bir şans yarattı. İlk yarıda hücumda canlı ve kaliteli bir Galatasaray gördük.

Karmaşık kanat savunmasında özellikle Yunus'un olduğu tarafta pozisyonlar verildi. Orada ciddi sinyaller vardı aslında. Ama görünen o ki skor 3-0 olduğu için bu sinyaller görmezden gelindi.

Avrupa'da oynadıkları 3 maçta da ilk golü attılar ama kabus gördüler

Galatasaray bu sezon Avrupa'da oynadığı üç maçta da ilk golü attı. Üç maçta da bir ara iki gol öne geçtiler. Ancak her üç maçta da gol yediler ve sahada kabus gibi dakikalar geçirdiler.

Dün de skor 3-2 ve 4-3 olduğunda anlaşılabilir bir endişe vardı. Bunun ana nedenini alışkanlıklarının çok dışına çıkmaları olarak görüyorum.

WhatsApp Gorsel 2024 10 24 saat 12.46.11 c29e0d01

Galatasaray zaman zaman Osimhen ve Icardi'yi birlikte kullanmalı ama bence bu iki yöntem daha mantıklı:

  1. Osimhen sol veya sağ kanat oyuncusu olarak
    Bir seçenek de orta sahada Torreira, Gabriel Sara, Kerem Demirbay ve Mertens ile 4-3-1-2 dizilişini denemek olabilir. Bu bir elmas orta saha olacaktır. Kanat savunması solda Kerem Demirbay ve sağda Gabriel Sara tarafından desteklenebilir.
    Alternatif olarak, Galatasaray klasik 4-2-3-1 dizilişine sadık kalabilir ve Osimhen'i zaman zaman sol veya sağ kanat oyuncusu olarak kullanabilir. Osimhen bu rolü daha önce Belçika, Almanya ve milli takımı için oynadı. Bu tipik bir kanat oyuncusu rolü değil, daha çok Henry'nin Barcelona'da oynadığına benzer şekilde kanatta bir forvet rolü olacaktır.

Güntekin Onay: "Her şeye rağmen 3 puan çok değerli"
Galatasaray için harika geçen ilk yarı, maçın son bölümlerinde açıklanamaz bir korku filmine dönüştü. Maça inanılmaz bir tempo ve baskıyla başlayan sarı-kırmızılılar ilk 45 dakikayı 3-0 önde geçti ve daha fazlasını da atabilirdi. İkinci yarıda farkın daha da açılmasını beklerken, 52. dakikaya kadar neredeyse hiç tehdit oluşturmayan Elfsborg, durumu 3-1 yaptıktan sonra moral ve güven kazandı. Penaltıyı gole çevirip farkı bire indirdikten sonra kolay gibi görünen oyun bir anda tehlikeli bir hal aldı. Yunus'un golü olmasaydı, son 10 dakika İsveç ekibi için bir kabusa dönüşebilirdi.

Elfsborg asla pes etmeyen tipik bir İskandinav takımı
Tüm İskandinav takımları gibi Elfsborg da skor ne olursa olsun asla pes etmiyor. Teknik olarak çok yetenekli ya da defansif olarak organize bir takım olmasalar da fiziksel olarak güçlü ve inatçılar. Davinson Sanchez'in kritik çalımları ve top kesmeleri olmasaydı İsveç ekibi ikinci yarıda daha fazla şans yakalayabilirdi.

Buruk'un tempoyu artırma çabaları her zaman işe yaramıyor
Galatasaray'ın yüksek kalitesine rağmen maçların son bölümlerinde oyundan düşme eğilimindeler. Okan Buruk'un oyuncu değişiklikleriyle takımın temposunu artırma çabaları bazen işe yaramıyor. Örneğin Nelsson, maç kondisyonu eksikliğinden kaynaklanan paslanma gösterdi. Belki de Okan Hoca yüksek toplara karşı takımın boyunu uzatmak istedi ama Nelsson'un oyuna girmesi defansif dengeyi bozdu ve son golde top kaybı gibi hataları göze çarptı. İkinci yarıdaki mücadeleye rağmen alınan 3 puan çok değerli. Yeni yarışma formatıyla, her iç saha galibiyeti Galatasaray'ın ilk 8'de bitirme şansını artıracak. Galatasaray tempoyu yüksek tuttuğunda ve dinamik oynadığında harika bir takım ancak henüz fiziksel ritmini bulabilmiş değil.

Bu gönderiyi değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

İlgili Makaleler

Bir Cevap Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir

Bu Haberimize de Göz Atabilirsiniz
Kapat